print

Migren ve Migrende Güncel Tedavi Yönetimi

10 Ekim 2022 Pazartesi | Bizden Haberler
Migren ve Migrende Güncel Tedavi Yönetimi

 

Migren dünya genelinde en sık görülen 3. hastalık olup, dünya nüfusunun yaklaşık % 12’sinde bu hastalığın olduğu düşünülüyor. Migren, kadınları erkeklerden üç kat daha fazla etkiler ve her beş kadından biri, her onaltı erkekten biri migren tanısı alır. Uzun yıllardan beri migrende atak tedavisi ve önleyici tedavi olarak çeşitli ilaçlar (epilepsi ilaçları, kalp ilaçları, vitaminler, psikiyatri ilaçları vb. gibi) kullanılmakta. Ancak hastaların yarısından çoğunun bir süre sonra tedaviyi bıraktıklarını, ilaçların etkinliğinin azalması, tedaviden eskisi kadar fayda görmemeleri, ilaçların yan etkileri gibi sebeplerden dolayı tedaviye devam etmek istemediklerini ve bu ilaçların kısıtlılıklarını görüyoruz. İşte bu noktada karşımıza kalsitonin gen ilişkili peptid (CGRP) çıkıyor. Migren ağrılarında önemli bir rolü olan CGRP nörokimyasalı beyinde yaygın olarak bulunuyor. Kalsitonin gen ilişkili peptite karşı geliştirilen, insandan elde edilen monoklonal antikorlar ya CGRP reseptörlerini bloke ederek, ya da doğrudan kendisine etki ederek migren tedavisinde görev alıyorlar. Migren ‘aşısı’ olarak da bilinen bu iğneler son yıllarda migren atakları ile mücadelede kullanılan en etkili yöntemlerden biridir. 2018 yılının Mayıs ayında Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından da migrenin koruyucu tedavisinde kullanılmak üzere onaylanmıştır. Antikor olması nedeniyle, her ne kadar 'aşı' olarak adlandırılsa da, klasik anlamda bildiğimiz aşılar gibi bir kez yapıldığında, hastalıktan tamamen korunur hale getirmemektedir. Aslında aşı değil de ilaç olarak tanımlamak daha doğrudur. Bu iğnelerin tıp tarihinde 'doğrudan migrene yönelik mekanizmalara etki etmek üzere üretilen ilk migren ilaçları' olduklarını söyleyebiliriz. Migren iğnesi tedavisi bir yıldan fazladır artık ülkemizde de aktif olarak uygulanmaktadır. Biz bugün bu konuyla alakalı sizler tarafından sıkça sorulan, merak edilen soruları cevaplamaya çalışacağız.


Migren İğnesi (Migren Aşısı) Hangi Hastalarda Uygulanabilir?

Migren iğnesi tedavisi 1 ay içinde en az 4 migren atağı geçiren yetişkinlerde migren profilaksisi için kullanılabilir. Auralı ve aurasız migren atağı yaşayanlarda, kronik ve epizodik migren hastalarında, aşırı ilaç kullanmak istemeyen ya da ilaçlara tepki veren, yan etki yaşayan hastalarda migren enjeksiyon tedavisi önerilebilir. Bununla birlikte migren ‘aşısı’ yapılamayan hastalar da bulunmaktadır.

  • 18 yaş altında olan hastalarda migren aşısı uygulanmamaktadır.
  • Gebeler ve emziren annelerde migren aşısı tedavisi uygun değildir.

 

Migren İğnesi (Migren ‘Aşısı’) Nasıl Uygulanır Ve Ne Sıklıkta Kullanılır?

Özel enjektörler şeklinde sunulan migren ‘aşıları’ ya da migren iğneleri, tıpkı insülin uygulaması gibi hasta tarafından, kimseye ihtiyaç duymadan kendi kendine uygulanabilir. Ancak ilk uygulamanın, olası alerjik reaksiyonlara karşı, klinik ortamında hekim gözetiminde yapılması önerilir. İlk ayki yükleme dozundan sonra ayda bir kez olmak üzere, bir yıl (en az 3 ay) boyunca uygulanması gerekebilir. 

 

Migren İğnesinin (Migren ‘Aşısının’) Etkinliği Nasıldır?

Düzenli uygulanan migren ‘aşısı’ tedavisi ile hastaların büyük bir çoğunluğunda migren başağrılı gün sayısı önemli ölçüde azalıyor, ya da ataklar tamamen geçiyor. İlacın uygulamanın daha ilk ayında, 1. haftasında etkisini göstermeye başladığı ve bu etkiyi ilaç uygulandığı müddetçe hep koruduğu kanıtlanmıştır. Yani yükleme dozu yapıldıktan sonra hastalar da ilk haftadan itibaren bu iyileşmeyi rahatlıkla hissedebiliyorlar. Yapılan çalışmalarda epizodik migren tanılı hastaların %60’n dan fazlasında tedavi başarısı %50 civarında, %40 hastada tedavi başarısı %75, %16 lık bir hasta grubunun ise tamamen ağrısızlığa ulaştığı biliniyor. Galcanezumab ile tedavi edilen kronik migren hastalarının ise yaklaşık %30’unda baş ağrısı ataklarında en az %50 azalma elde edilmiştir.

 

Migren İğnesinin (Migren ‘Aşısının’) Avantajları Nelerdir?

Migren hastalığı dünya genelinde engellilik oranına göre bel ağrısından sonra 2. sırada yer alıyor. Bu, migren atakları sonucu ortaya çıkan şikayetlerin hastaların günlük yaşamını, hayat kalitesini ne derece yüksek oranda olumsuz yönde etkilediğini göstermektedir. Sadece hastalığın kendisi değil, tedavide kullanılan ilaçlar da uyku hali, bulantı, dikkat eksikliği gibi yan etkilerinden dolayı günlük yaşamı bozuyor. Özellikle aktif çalışan genç kadınlarda daha sık görülen migren atakları iş gücü, iş kalitesinde de düşüşe yol açıyor. Migren ‘aşısı’ (migren iğnesi) tedavileri ile kullanılan ilaçlardan tamamen ya da büyük bir oranda kurtulmak mümkündür. Böylelikle de hastaların hayat kalitesi artıyor, günlük yaşamları daha konforlu hale geliyor.

 

Migren İğnesinin (Migren ‘Aşısının’) Bir Kaç Ardışık Dozu Atlanırsa Ne Yapılmalı?

Ardışık 3 aylık dozu kaçırdıktan sonra, Galcanezumab serum konsantrasyonu, yani kandaki miktarı hedeflediğimiz seviyeye göre düşüyor. Bu nedenle, bu durumda yükleme dozunun tekrarlanması gerekir. Eğer verilen ara daha kısaysa o zaman hastalara unuttukları bir dozu mümkün olan en kısa sürede enjekte etmeleri ve ardından aylık dozlamaya devam etmeleri önerilebilir.

 

Migren İğnesinin (Migren ‘Aşısının’) Yan Etkileri Nelerdir?

Migren ‘aşısının’ bilinen ciddi bir yan etkisi bulunmamakla birlikte olası istenmeyen etkileri şu şekilde sıralanabilir;

  • Migren iğnesinin yapıldığı bölgede kızarıklık, kaşıntı, eritem gibi enjeksyon bölgesi reaksiyonları
  • İğnenin yapıldığı bölgede ağrı
  • Üst solunum yolu enfeksiyonu benzeri bulgular/sinüzit
  • Kabızlık
  • Baş dönmesi

Bu yan etkilerin genellikle 1-5 gün arasında geçtiğini, çoğunun hafif ve orta şiddette olduğunu, tedaviyi bıraktırmayı gerektirmeyecek yan etkiler olduğunu da belirtmek isterim. Lakin yine de tedavi sonrası bu şikayetlerden her hangi biri görülürse doktora danışılmalı ve uzman görüşü alınması ihmal edilmemelidir.

 

Migren İğnesi (Migren ‘Aşısı’) Kullanılırken Diğer İlaçlara Devam Edilir Mi?

Bu konuyla alakalı farklı uzman görüşleri mevcut. EHF kılavuzu epizodik migrende tedavi öncesinde oral koruyucu ilaçların kesilmesini, tedaviye monoklonal antikorlardan biri ile devam edilmesini, kronik migrende ise migren iğnesini mevcut tedaviye eklemeyi, yanıt aldıktan sonra oral ilacı kesmeyi öneriyor. AHS kılavuzu ise epizodik migren ve kronik migren tedavisini ayırmıyor, monoklonal antikorların ilaç etkileşimleri olmadığından mevcut tedaviye eklenmesinde sakınca olmadığını, tedavi yanıtına göre kademeli olarak oral tedavilerin azaltılıp kesilebileceğini savunuyor. Sonuç olarak, bu karar hastaya göre, hastanın ihtiyacı ve hekimin klinik yargısına göre verilmelidir.

ONLINE RANDEVU

Online Randevu KENDİM RANDEVUALMAK İSTİYORUM

Buradan randevunuzu tarih ve uzmanınızı seçerek 7/24 planlayabilirsiniz.

Online Randevu BENİ ARAMANIZI İSTİYORUM

Randevu formunu doldurun, Çağrı merkezimiz sizi arasın. Randevunuzu bizimle planlayın.